Gazibey Köyü Sivas
 
  ANA SAYFA
  VİDEOLAR
  RESİMLERİMİZZZ
  TÜRKÜLER
  GAZİBEY TV.
  KÖYÜMÜZDEN HABERLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  KÖYÜMÜZ HAKKINDA HERŞEY
  İŞTE GÖNDERİLEN ŞİİRLER
  ANKETLER
  MÜZİK ODASI
  ŞEHRİMİZ SİVAS
  ŞARKIŞLA FOTOĞRAFLARI
  KANGAL KÖPEĞİ
  İLGİNÇ BİLGİLER
  => İnsanlarla İlgili Olanlar
  => Bunları biliyor muydunuz ?
  => Hayvanlarla İlgili Olanlar
  => Tarihle İlgili Olanlar
  => Bilim İle İlgili Olanlar
  => Dinle İlgili Olanlar
  => Dünya İle İlgili Olanlar
  => Doğa İle İlgili Olanlar
  => Harflerle İlgili Olanlar
  => Batıl İnançlar İle İlgili Olanlar
  => Komikler
  => En İlginçler
  => Eskilerden Sözler
  => Ünlülerle İlgili Olanlar
  BİLİM-KÜLTÜR-SANAT
  DİNİ İÇERİKLER
  EĞLENCE
  İletişim
  GAZETELER
  Gazete
  HAVA DURUMU
 
  SİVASSPOR
 
  GALATASARAY
  FENERBAHÇE
  BEŞİKTAŞ
  DÖVİZ KURU
 
  Sayaç
  ...
Tarihle İlgili Olanlar
11 Eylül'ün Sırları
Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin, uçakların çarpmasının ardından çökmesi halen Dünya'nın en karanlık olayı olarak karşımızda duruyor. İşte dehşet verici kanıtlar, görgü tanıkları, ifadeler, fotoğraflar, belgeler ve büyük yankı uyandıran Türkçe altyazılı belgesel.
11 Eylül 2001 günü meydana gelen olaylar
Yerel Saatle 08:46:30 da bir uçak Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi 94.-98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarptı.

Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı.
Dünya Ticaret Merkezi Güney Kule'ye çarpan uçak
Yerel Saatle 09:02:59 da ikinci bir uçak Dünya Ticaret Merkezi güney Kulesi 77.-85. katları arasına kulenin güney tarafından çarptı. Bina çarpmadan 56 dakika sonra yıkıldı.
Pentagon'a çarptığı iddia edilen uçak
Yerel Saatle 09:37:46 da Pentagon'a üçüncü bir uçağın çarptığı açıklandı. Olay yerinde herhangi bir uçak enkazına rastlanmadı. Resmi açıklamaya göre uçağın jet yakıtıyla yanıp kül olduğu şeklindedir. Yakındaki bir benzin istasyonunun güvenlik kamerasında patlamanın olduğu anda uçağın olmadığı açıkça bellidir
Pensilvanya'da düştüğü iddia edilen uçak
Yerel Saatle 10:03:11 de Washington'un 240 km(150 mil) kuzey batısına, Pensilvanya Shanksville kırsalı da dördüncü bir uçağın düştüğü açıklandı. Olay yerinde herhangi bir uçak enkazına rastlanmadı. Resmî makamlarca uçak enkazının olduğu vurgulanmasına rağmen enkaza arama kurtarma için giden ekipler herhangi bir uçak ve ölüye rastlamadıklarını o an orada bulunan gazetecilere bildirdiler. Orada bulunan metallerin daha çok kamyonlarla dökülmüş metal yığınına benzediğini söylemişlerdir.

Komplo teorilerinden en mantıklı ve gerçekçi ve belki de "gerçek olanı" ise şu şekilde: Aslında bu saldırıyı Amerika kendi kendine yapmıştır. Kulelere çarpan uçaklar başka bir hava sahasından havalanmıştır. Eğer görüntülere ve resimlere dikkat ederseniz bunların bildiğimiz beyaz yolcu uçakları değil, koyu renkteki savaş uçakları olduğu görülecektir. Diğer bulunamayan iki uçak ve içindeki yolcular bilinmeyen bir yere götürülmüştür. Pentagon'a uçak çarpmamış, çarpmış görüntüsü vermek için içeride bomba patlatılmıştır. Pensilvanya'da hiçbir zaman uçak düşmemiştir. Buradaki amaç nereye götürüldükleri ve ne yapıldıkları belli olmayan insanların içinde bulunduğu iki uçak ve kulelere çarpan iki uçak ile toplamın dört gibi gösterilmesidir. Böylece kimse asıl yolcu uçaklarının nerede olduklarını sorgulamayacaktı. Amerika petrole ve Ortadoğu'ya girmek için kendine bahane yaratmıştır. Nitekim sayfanın ilerleyen kısımlarında okuyacağınız gibi, Bush Suudi Sermayesi ile yakından ilgilidir, hatta ortaktır.
ABD hükümetinin açıklamaları
ABD hükümetinin açıklamalarına göre olaylar şöyle gelişti: 11 Eylül 2001 Salı günü ABD'de dört yolcu uçağının ikisi New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğeri Washington D.C.'de Pentagon'a çarptı. Sonuncu uçak ise yolcular ve uçağı kaçıranlar arasındaki mücadeleden sonra 150 mil uzakta, Pensilvanya kırsalında düştü.
ABD Hükümetinin öne sürdüğü kanıtlar
1. Dünya Ticaret Merkezi kulelerine çarpan uçaktaki teröristlerden birinin pasaportu uçağın kuleye çarpmasından sonra aşağıya fırlamış ve bölgedeki bir polis tarafından bulunmuştur.
2. Teröristlerin havaalanına gelirken kullandıkları ve havaalanına otoparkına bıraktıkları araçta uçak kullanma kılavuzu ve Kurân-ı Kerîm bulunmuştur.
Resmi Amerikan kayıtlarına göre sorumlular
Amerikan hükümetinin araştırmasına ve 11 Eylül Komisyon Raporu'na göre yolcu uçaklar Usame Bin Ladin'in lideri olduğu El Kaide terör örgütünün 19 üyesi tarafından kaçırıldı ve eylem gerçekleştirildi. Bazılarına göre ise bu saldırı Hitler'in Reichstag yangınından farksızdı.
Sonuçları ve etkileri
Saldırı, dünya medyası tarafından "medeniyetler çatışması" olarak yorumlandı. 11 Eylül 2001 saldırılarını gerekçe gösteren başkan George W. Bush, önce Afganistan, ardından da Irak'ı işgâl etti. ABD Başkanı George W. Bush Terörizmle Savaş Kampanyası başlattı ve bu kampanya ile NATO'nun 5. maddesini işletmeye başlattı. Bu Kampanya'da ABD'ye başta Birleşik Krallık olmak üzere bir çok ülke destek olmaktadır.

11 Eylül saldırıları sonucu, başta ABD olmak üzere batılı devletlerde Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artış görüldü.

Bu konuda akıl yürütenler “Komplo teorisyeni” olarak suçlanıp susturulmakta. Bu, Türkiye'de de böyle dünyanın başka yerlerinde de. Fakat Irak'a müdahalenin gerekçelerinin “yalan” olduğunun ortaya çıkması bu konudaki şüpheleri iyice artırdı.

İkiz kuleler “Kod adı kılıçbalığı” filminin mantığı ile mi feda edildi?

Türkiye'de emekli general Hurşit Tolon geçenlerde bir üniversitede 11 Eylül'ün bir terör saldırısı olup olmadığı konusundaki şüphelerini dile getiren ilk asker oldu. O'na göre ABD, Dünya egemenliği kurma noktasında mücadele veriyor. İleride küresel güce dönüşebilecek bölgesel güçlerin önlenmesi, birleştiklerinde küresel güce dönüşebilecek bölgesel güçlerin önlenmesi doğrultusunda hareket ediyor. ABD dünya egemenliği hedefi doğrultusunda nükleer teknolojiyi kontrol altında tutmak istiyor. İran bu nedenle hedef!

ABD'de ise “11 Eylül'ün resmi hikâyesi”ne yönelik eleştiriler sürüyor. Hollywood aktörü Charlie Sheen de bu konudaki bağımsız araştırma gruplarından birine katılmış. Grupta, Beyaz Saray'ın eski danışmanı CIA uzmanı Ray Mc Govern, Reagan ekonomistlerinin babası sayılan Hazine eski bakan yardımcısı Paul Craig Roberts, Fizik Profesörü Steven Jones, Almanya eski savunma bakanı Andreas Von Buelow, MI5 eski ajanı David Shayler, Blair hükümetinin eski enerji bakanı Michael Meacher, Bush'un ilk döneminde işçi bölümünde şef ekonomist olarak görev yapan Morgan Reynolds ve daha niceleri var.

Sheen'e göre asıl 19 amatörün uçak kaçırıp hedeflerini vurması bir komplo teorisidir. İkiz kulelerin kısa sürede ayakları dibine yıkılmasının tepesine çakılan bir uçakla olması imkânsız çünkü. Binalara daha önceden yerleştirilmiş bombalarla kontrollü yıkımın gerçekleştirilmesi daha akıllıca ve bilimsel, dolayısı ile bağımsız bir soruşturma komisyonu 11 Eylül'ü aydınlatmalı.

Fizik profesörü Steven Jones ve ikiz kulelerin çelik aksamı projesini yazan, onaylayan Kevin Ryan ancak alt katta yerleştirilmiş bombalarla binanın komple yıkılabileceğini savunuyor.

Eylül 2002'de PBS'de yayımlanan 'ABD'de yıkım endüstrisi' belgeselinde bir binanın ayakları dibine nasıl yıkılabileceği anlatılıyordu. Bu tarz yıkım, ancak bombalarla veya bina hemen yıkılmak isteniyorsa veya aksiyon filmlerinde olabilir. Mesela Madrid'de bombalanan bina ancak 20 saat sonra yıkılabilmiş, hemen ayakları dibine çökmemiş.

Sheen'e göre Pentagon'a çarpan uçak iddiası da hikâyeden ibaret. Devlet sırrı gerekçesiyle Pentagon, çakılma görüntülerini yayımlamadı. Pentagon'a yakın Shreaton Oteli ve benzin istasyonu kameralarının yaptığı çekimlerin kamuoyunda yayılmasına izin verilmedi. İşin ilginç yanı uçağın verdiği zarar birdenbire yok oldu ve hiç bir iz kalmadı.

Sheen, Afganistan savaşının 11 Eylülden iki gün, Irak savaşının 2 yıl önce kararlaştırıldığına dikkat çekiyor. Bu tarihte 44 bin Amerikan ve 18 bin İngiliz askeri Tacikistan ve Özbekistan'da konuşlandırılmış. Ortadoğu ve Suudi Arabistan'da Amerikan üsleri takviye edilmiş.

Yeni Amerikan Yüzyılı projesini hayata geçirmek için savaş çetesinin yeni bir Pearl Harbour'a ihtiyaç duyduğunu ve ikiz kuleleri kontrollü yıktığını belirten Sheen, bu kadar strateji ve savaşın, işgalin kısa sürede hazırlanamayacağını, mükemmel biçimde planlanıp hesaplandığını kaydediyor.

Sheen'in sözleri karşısında ikiz kulelerle ilgili komplo teorisi olduğu iddia edilen görüşlerin resmi görüşten daha mantıklı ve akıllıca olduğu ortaya çıkıyor. Ancak bu kimin umurunda!
BBC ve CNN, Gökdelen Çökmeden Bildirdi
BBC ve CNN'e ait videolarda, 11 eylül 2001 saldırılarında ikiz kulelerden sıçrayan ateşle alev alan WTC 7 binası (Dünya Ticaret Merkezi'nin 7 numaralı binası) çökmeden 23 dakika önce çöktü diye haber verildi.

Ana yayın organlarınca ört-pas edilmeye çalışılan olay, 11 eylülün gizli lobilerce gerçekleştirildiğine yeni bir delil oldu.

BBC, çöktüğünü bildirmesine rağmen arka planda görülen WTC 7'nin haber videolarının orijinallerini kaybettiklerini iddia etti. Halbuki medya kuruluşlarının böyle önemli olaylara dair dokümanları arşivlemeleri yasal olarak zorunludur.

Görgü tanıkları...
"Çarpan cisim bir füze ya da Boing 757 den küçük bir uçak deniliyordu." (Comments on The Pentagon Strike, Cassiopaea)

"O uçak 8 ya da 12 kişilik olabilir, daha büyük olamaz ancak Pentagona gidiyordu ve sanki inmeye çalışırcasına alçaktan uçuyordu." (Washington Post, Petterson)

"Onu gördüm... Küçük bir uçaktı ve sadece iki motoru vardı... güneyden geliyordu ve alçaktan uçuyordu." (Don Wright)



Bir Boeing 757 yolcu uçağı, resmi açıklamalarda iddia edildiği gibi...








Eğer uçak binanın içine girdiyse, neden dışarıda kanatları yok?
"Karmaşık şeyler var. Eğer belli bir açıyla yoldan geldiğini tanımlıyorsa neden binanın dışında kanatları yok? Demek istediğim, o kadar alçak bir noktaya çarptıysa kanatları binanın dışında kalmalı. Hadi kanatları geçtim, kuyruğu nerede?" (Reporter, DoD Pentagon News Briefing)

"Aslında bakarsanız E çemberine bir uçak çarptığını kanıtlayan herhangi bir delilimiz yok." (Lee Evey, Pentagon Onarım Müdürü)

"Bazı görgü tanıkları uçağın önce Pentagonun bahçesine düştüğünü ve daha sonra kayarak binaya çarptığını söylüyor." (CBS News)
Motorlar nerede?




"Beynim bunun gerçekten bir uçak olduğunu çözümleyemiyor. Çünkü sadece küçük bir delik var. Ne kanatlar, ne kuyruk. Hiçbir şey." (Steva DeChiaro)

"Çok yüksek ve çok hızlı bir sesti. Uçak olamaz, ama belki bir füzeydi." (Lon Rains, Space News Editörü)

"Ortalık birbirine girmişti. Alevler ve dumanlar vardı ama ben ikinci bir patlama duydum. Eminim." (Kirk Milburn)

"Füze sesi duyduk. Kesinlikle füzeydi." (Tom Seibert, Pentagon Çalışanı)

"Bundan eminim çarpan şey kesinlikle füzeydi." (Michael DiPaula, Pentagon Çalışanı)

"Bir bomba patladı. Kokusundan tanıdım. Patlayıcıları biliyorum, çünkü uzmanlık alanım." (Don Perkal)
11 Eylül'den Resimler


































Loose Change 11 Eylül'ü İnceliyor

1. ZAMANLAMA
CIA, 11 Eylül saldırılarından kısa süre önce 1962 Küba krizi günlerine denk gelen bazı belgeleri basına sızdırdı. Bu belgelerde Küba'nın işgalini meşru kılmak için gerçekleştirilen Northwoods operasyonunun arkasında yatan gerçekler yer alıyordu.
2. PENTAGON
Amerikan Havayolları'na ait Flight 77 uçağının Pentagon'a çarpma olasılığı bulunmuyor. Binadaki hasar, ancak Cruise füzesi veya daha küçük bir askeri uçak tarafından oluşturulmuş olabilir.
3. KULELER ÇÖKERTİLDİ
Kulelerin yıkılma sebebi, uçak çarpması değil. Görgü tanıkları, çarpmadan hemen önce binanın alt katlarında duman ve ışık gibi patlama belirtileri gördü. Çökme sırasında patlamalar gözlenebiliyor
4. FLIGHT 93
Beyaz Saray'a giderken kahraman yolcuların isyan etmesiyle Pensilvanya'da bir araziye düşürüldüğü söylenen uçak, aslında güvenli bir şekilde başka bir yere indirildi ve yolcular sağ salim tahliye edildi. Çünkü uçağın düştüğü söylenen yerde hiçbir enkaz veya ağır hasar bulunmuyor. Ayrıca, kayıtlarda, 11 Eylül tarihinde böyle bir uçuşa rastlanmadı..
5. TUHAFLIKLAR
Kaza esnasında uçaktan yapıldığı iddia edilen telefon görüşmeleri mümkün olamaz. Çünkü, bunu mümkün kılan sistem Amerikan Havayolları uçaklarına 11 Eylül'den çok sonra kuruldu. Ayrıca hükümetin açıkladığı listede bulunan hava korsanlarından bazılarının saldırılardan sonra hayatta oldukları ortaya çıktı.
6. KİMİN İŞİNE GELDİ?
Büyük meblağlardaki sigorta poliçelerinden faydalanabilecek kişiler, kulelerin yıkılacağından önceden haberdardı. 11 Eylül'den önce, milyarlarca dolarlık altın Dünya Ticaret Merkezi'nden çıkarıldı.
MÜTHİŞ SORULAR
1999'da Kuzey Amerika Hava Savunma Komuta Merkezi (NORAD), bir uçağın kaçırılıp İkiz Kuleler ve Pentagon'a çarpmasıyla ilgili tatbikatlara başladı.

24 Ekim 2000: Pentagon, ilk egzersizleri MASCAL adıyla yürürlüğe koydu. Boeing 757'nin Pentagon'a çarpması simülasyonu bunlardan biriydi.

Nisan 2001: Usame bin Ladin, Dubai'deki Amerikan Hastanesi'nde CIA'nın bölge şefi tarafından ziyaret edildi.

24 Temmuz 2001: Dünya Ticaret Merkezi'nin sahibi Larry A. Silverstein, olaydan 6 hafta önce kuleleri 99 yıllığına kiraladı. 3.5 milyon dolarlık sigorta poliçesi terörizmi de kapsıyordu.

6 Eylül 2001: Bomba koklayıcı köpekler kulelerden çekildi. Güvenlik görevlilerinin vardiyaları 2 hafta boyunca 12 saatin sonunda bitiyordu.

10 Eylül 2001: Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice, San Francisco Belediye Başkanı Willie Brown'u arayarak ertesi sabah uçmamasını söyledi.

11 Eylül 2001: Washington, Andrews Hava Üssü'nden üç F-16'yı, Pentagon'dan 15 mil uzaktaki Kuzey Carolina'daki eğitim görevine gönderdi. ABD'yi korumak için 14 uçak kaldı

Kaynaklar
[1] www.milligazete.com.tr/

12 Levha Kanunları (Leges Duodecim Tabularum)



12 Levha Kanunları (Leges Duodecim Tabularum)
Kategori: 40 Ambar; Hukuk; Roma Hukuku
Günümüz Avrupa Hukuku'nun temelini oluşturan Roma'da, ilk yazılı kanunlar olan 12 Levha Kanunları, Roma toplumundaki Patrici (soylular) ve Pleb (halk) arasındaki sınıf mücadelesi sonucu hazırlanmıştır.[1] M.Ö. 452 yılında yazılı olmayan hukuku tedvin için halk tarafından seçilen on kişi iki yıl çalışarak 12 levhaya, hukukun bütün sâhalarına ait maddeleri yazmışlar ve bunlar halk meclislerince kabul edilerek kanunlaşmıştır.[2] O zamanda geçerli olacak hukukun tümünü kapsayacak biçimde hazırlanan 12 Levha Kanunu Roma'nın daha sonraki hukuki gelişimine de temel olmuştur.[3]
Yedi tepe üzerine yerleşmiş aileler ve liderleri olan Patres (Baba)'lar birleşerek bir rex (lider) altında toplanmaya karar verirler. Bu aileler, aynı zamanda toprak sahibi olup Roma vatandaşıydılar.[4] Plebler hakkında tam ve kesin bir bilgi olmamasına rağmen bu kişilerin surların dışında yasayan ama roma vatandaşı olan fakir kimseler oldukları tahmin edilmektedir.12 Levha kanunları ile bu iki sınıf arasındaki fark hukuksal olarak büyük ölçüde giderilmiştir.Daha sonraları da ortadan kalmıştır.[5]
5. yüzyılın başında iki sınıfa ayrılmış olan Roma halkı arasında bir savaş başlar. Patriciler (Yönetici Sınıf), kendilerinin ilk senatörlerin varisleri olduklarını iddia ederek bütün idareci ve rahiplerin haklarının kendilerinde bulunmasını gerektiğini savunurlar. Buna karşı isyan eden Pleb'ler (yönetilen sınıf) Aventino (Kutsal Dağ)y'a çekilip kendi dini ibadet yerlerini inşa ederek kendi idârecilerini (tribunus) ve dini görevlilerini seçerler. Daha sonra iki sınıf arasında barış yapılarak "12 Levha kanunları" olarak adlandırılan ortak kanunlar yayımlanır (M.Ö. 451 - 450). Bu 12 Levha kanunları, sadece Roma hukukunun değil; aynı zamanda geçmişte bir çok ülke tarafından ilan edilen "İnsan Hakları Beyannamesi"nin de temeli sayılmaktadır. Bu kanunlar dizisi ile iki toplum arasında daha önce hiç olmayan adalet ve dürüstlük mekanizması kurulmuş ve güçler Patrici'li ve Pleb'li büyük toprak sahipleri tarafından paylaşılmıştır. Böylece, her iki halk grubu da seçme seçilme hakkına sahip olmuştur.[9] Kanuna göre toprak, el değiştirebilir nitelik kazanmış; asalet rejimi yerine servet rejimi geçerli olmuştur.[6]
Bu kanun, Roma'nın Cumhuriyet Döneminin başında güçleri alabildiğine artan soylular sınıfı ile halk arasındaki toplumsal ve siyâsal çatışmanın ve bunun yol açtığı sınıf kavgalarının halk tarafından kazanılmış sonuçlarından biridir. Bu çatışma ve kavgalar, halkın toplumsal, ekonomik, siyâsal ve hukûkî alanlarda soylular sınıfıyla eş duruma gelmeyi istemesinden ortaya çıkmıştır. Hukuk, söz konusu sınıf kavgalarının en önemli alanlarından biri oldu çünkü cumhuriyetin kuruluş yıllarında tüm hukuk hayatına soylular sınıfı egemendi. Devletin başında bulunan büyük memurlar hep soylular sınıfındandı. Hukuk bilimi de gene, yalnız soylular sınıfı arasından seçilmiş olan rahiplerin tekelindeydi. Böylece, hukuk bu çağda örf ve adet hukuku olarak, yani yazılı olarak saptanmış kesin ve belirli kurallardan oluşmadığı gibi, bu hukukun uygulanması da tek bir sınıfın tekelinde bulunduğundan, halka kapalı ve gizli idi. Bu durumda ise, halkın, soylu sınıfının keyfi davranışlarına uğrasına yol açıyordu. Bu nedenle 12 Levha Kanunu, halkın hukukun yazılı olarak saptanması, herkes için erişilebilir ve bilinebilir kılınması isteğiyle ortaya çıktı. Uzun mücadeleler sonunda, M.Ö 451 yılında kurulan özel bir hükümet tarafından hazırlanan ve on levha üzerine yazılan kanuna M.Ö 449 yılında 2 levha daha eklendi.[3]
12 Levha Kanunu, tarihte bilinen ilk yazılı kanunlardır. Roma devleti tarafından Roma vatandaşlarına uygulanmak üzere yapılmışlardır.12 adet levhaya yazılarak şehrin meydanına asıldıkları için adı 12 levha kanunudur.orijinali: “LEX DUODECIM TABULARUM”dur ve hükümleri “si in ius vocat , it ....”; yani “seni magistra (yargıç-mahkeme anlamında) önüne çağırırsa git....” kelimeleri ile baslar.Eğer çağırılan kimse itiraz eder ve gitmeyi kabul etmezse, diğer taraf onu bizzat ve zor kullanarak götürebilir.[5]
Oniki Levha Kanunu bir yenilik getirmekten çok, eskiden beri geçerli olan örf ve adet hukukunun yazılı olarak saptanması yoluyla, yürürlükte olan hukuku herkes için açık, kesin ve anlaşılabilir duruma getirmek düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bu büyük Roma kanununun tam metni, Galyalıların istilası sırasında tahrip edildiğinden çağımıza kadar gelememiştir. Ancak, Romalı hukukçuların ve yazarların eserlerinde rastlanan bu kanunla ilgili bölümler toplanarak söz konusu kanunun niteliği ve kapsamı hakkında biraz bilgi edinmek mümkün olmuştur.[3]

Roma İmparatorluğu'nda yazılı kanunlar olmadığı dönemde, örf ve adete göre hareket edilirdi.Bu örf ve adetleri de ancak Patriciler bilirdi. Bunun için Patriciler, örf ve adetlerin yazıya geçirilmesine, mümkün olduğu kadar uzun bir zaman karşı koymuşlardı.

Pleblerin baskısıyla M.Ö. 450'de kanunları yazmak üzere 10 kişilik bir komisyon ('decemviri legibus scribundis') kuruldu. Solon Yasaları'ndan da yararlanılarak 2 yılda hazırlandı. 12 madeni veya tahta levha üzerine yazılarak ve meclisin onaylamasından sonra, herkesin görebilmesi için Roma'nın en büyük meydanına (Forum Romanum) asıldı. M.Ö.307'de Galler'in Roma'yı yağmalamalarında imha edilene kadar orada asılı kaldı.[7/2]
Bu levhalarda aile hukuku, veraset hakkı, dava hakkı, borç ve ceza kanununa dair hükümler vardı. Bunlar Roma Hukuku'nun hiç değişmeyen esaslarını teşkil ettiler. Bu kanunlar dizisi ile iki toplum arasında daha önce hiç olmayan adalet ve dürüstlük mekanizması kurulmuş ve güçler Patricili ve Plebli büyük toprak sahipleri tarafından paylaşılmıştır. Böylece, her iki halk grubu da seçme seçilme hakkı edinmiş, toplumdaki sınıf farklılıkları için ekonomik durum belirleyici olmuştur.

Bazı suçlar ilâhların mukaddes haklarına tecavüz şeklinde anlaşılmış, suçlu cemiyet dışı ve her türlü haklardan mahrum bırakılmıştır (herkes tarafından öldürülebilir). Şahıslara yönelik suçlarda şahsî intikam usûlü kullanılabilir. Diyeti kabul etmeyen suçlu, zarar görene teslim edilir; o da göze göz, dişe diş şeklinde öcünü alır. Aile reisinin (babanın) riyaseti altındakilere karşı hayat ve ölüm hâkimiyeti vardır.[7]
Kanunun İçeriği
Kişisel öç alma yasaklanmış, suçluları devletin cezalandıracağı kabul edilmişti. Dişe diş, göze göz diyebileceğimiz kısas usulü ancak tarafların anlaşamaması halinde geçerli kılınmıştır. Eğer bir kimse diğerinin bir organını kullanılamaz hale getirmişse, mesela bacağını kırmış veya gözünü kör etmişse bu hukuka aykırı bir eylemdir. Buna kısas uygulanır. Kısas zarar görenin öç alma duygusunu karşılar, ama bu emredici değildir. Taraflar belli bir bedel konusunda anlaşabilirler, fakat anlaşamazlarsa bu fiile maruz kalan aynen karşılık verebilir.
El veya sopa ile kemik kırılmışsa zarar gören hür bir kimse ise 300, köle ise 150 roma parası (as) ödenirdi. Diğer bütün hallerde, yani hukuka aykırı diğer fiillerde ceza 25 roma parası idi.
Yalan yere tanıklık ve hakimin rüşvet alması durumu için ağır cezalar öngörülmüştür.
Vatana ihanet ölümle cezalandırılıyordu. 12 Levha Kanunu'nda yangın çıkarmaya ilişkin hükümler vardı, ancak M.Ö. V. yüzyılda bile kasten veya ihmal ile yakma arasında fark gözetilmişti. Böyle bir ayırım kasıtla ve ihmal ile adam öldürme arasında da yapılmıştı.
Kanun hırsızlık hakkında ayrıntılı hükümler getirmişti. Suçüstü hırsızlık ile suçüstü olmayan hırsızlık arasında fark vardı: Suçüstü veya gece hırsızlık yaparken yakalanan veya kendini silahla savunan hırsızın öldürülmesi caizdi, ancak malı çalınmak istenen kimsenin bağırarak halkı haberdar etmesi gerekirdi. Buna karşı suçüstü olmayan hırsızlık daha hafif cezaya tabi tutulmuştu, hırsız çaldığı malın değerinin iki katını ödemekle yükümlüydü.
Kamu adına takip edilen suçlar arasında sihir ve büyücülük de sayılmıştır. Başkalarının sağlığını ve hayatını kötü etkileyecek sihir ve büyü, başkasına ait ürünün kötü olması için edilen dualar ölümle cezalandırılıyordu.
Miras hukukunda mirasçı bırakmadan ölen kimsenin kanuni mirasçılığı düzenlenmiş, bu durumda mirasın akrabalık yönünden en yakın mirasçıya, böyle birisi yoksa devlete kalacağı hükmü konmuştur. Bunun yanında kişinin henüz hayattayken vasiyetnameyle mallarına mirasçı olacak kişi veya kişiler tayin edilebileceği belirtilmiştir.
12 Levha Kanununda toplum sağlığı ve ahlakı ile ilgili hükümler bulunmaktaydı. Ölülerin gömülmesi için lüks sayılabilecek harcamalar yapılması ve ölülerin şehir içine gömülmesi ve yakılması yasaklanmıştı. Mezara altın da konulamazdı.[3]
Bazı Örnek Hükümler
12 Levha kanunlarına göre; Bir kimse, kendisine borçlu olan vatandaşı hâkim (majistra) önüne götürür, borçlu borcunu ödeyemezse muayyen şekillere riâyet ederek ona el kor, evine götürür ve zincire vurur. Muayyen zaman içinde yine ödeyemezse öldürebilir. Veya köle olarak satar. Alacaklı birden fazla ise borçlu, alacaklar nispetinde parçalara ayrılır...[8][2]
Devlete ve ammeye karşı işlenen suçların çoğuna ölüm cezası verilir: Vatana ihanet, ana veya babayı öldürme, kundakçılık (suçlu kırbaçlanır, zincire vurulur, ateşle öldürülür), yalancı şahitlik (suçlu uçuruma atılır), hâkimin rüşvet alması, üfürükçülük bu suçlar arasındadır. Bazı suçlar ilâhların mukaddes haklarına tecavüz şeklinde anlaşılır, suçlu cemiyet dışı ve her türlü haklardan mahrum bırakılır. Herkes tarafından öldürülebilir.
Hususî menfaatlere ve şahıslara yönelik suçlarda şahsî intikam usûlü câridir. Diyeti kabul etmezse suçlu, zarar görene teslim edilir; o da göze göz, dişe diş şeklinde öcünü alır. Hırsızlık gece olur, suçu işlerken yakalanırsa hırsız öldürülebilir. Daha hafif durumlarda hırsız yaptığı zararı iki misli ile öder.

Aile reisi babadır. Riyaseti altındakilerin hayat ve ölümlerine şâmil bir baba hâkimiyeti vardır. Bazı malların mülkiyetinin devren iktisabı için malın, tarafların, beş şâhidin (bâliğ Roma vatandaşı) ve bir terazicinin hazır bulunması şarttır. Ve bir seri şeklî muâmele cereyan eder...[10][2]
Amaçları
Tarihçi ve hukukçuların naklettiği kısımlardan anlaşıldığına göre 12 Levha Kanunları'nda iki gaye güdülmektedir:
1. Siyâsî gayesi: Asillerle halk arasında mümkün olduğu kadar eşitlik sağlamak ve vatandaşları, idarecilerin keyfi davranışlarına karşı korumak. (Ancak kanunlar bunu tam mânasıyla gerçekleştirememiştir; o devirde asiller ile halk arasındaki evlenme yasağı devam etmiştir.)
2. Hukûkî gayesi: Eski teâmül hukukunu (örf ve adet hukunu) toplayıp tespit etmektir.[2][7]
Önemi
Hukukun uygulanmasında, soylular sınıfına mensup olan rahiplerin tekelinin kırılması, 12 Levha Kanunu'nun çıkarılmasından ancak bir buçuk yüzyıl sonra sağlanabildi. Böylece hukuk bilimi rahiplerinden tekelinden kurtulmuş ve laik bir nitelik kazanmıştır. 12 Levha kanunlarında modern Avrupa medeniyetinin üç temel düşüncesi yer almaktaydı:
1. Kişisel mülkiyet
2. Vasiyet
3. Kişisel Hak
Ayrıca 12 Levha Kanunu ile kişiler arasında eşitliğin sağlanmasına, hürriyetin kayırılmasına, fertlere hukuki muhtariyet verilmesine, bilhassa dikkat edilmiştir. Ceza hukuku bakımından bile, cemiyetin sınıfları arasında fark gözetilmemektedir. 12 Levha Kanunu, eski hukukun bilinmesi bakımından faydalı bir kaynaktır. Elimizde bulunan kaidelere bakarak, o devirde yaşanan hayat tarzlarını, adetlerini ve zihniyetlerini tahmin etmek mümkün olmaktadır. Ayrıca, çok muhafazakar olan Romalılar nezdinde, o devirde yürürlükte olan ana kaideler, çok sonraki asırlara kadar, az çok değişikliklere rağmen, esas sistemi itibariyle baki kalmış olduklarından, klasik devrin kurumların açıklanması bakımından da faydalı olmaktadırlar.[3]
Sonuç
12 Levha Kanunu bir sınıf çatışması sonucu ortaya çıkmış, sınıflar arasında uzlaşma sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kanunun bazı hükümleri ise tamamen reform gayesiyle getirilmiştir. Kanun önünde hiç kimseye ayrıcalık tanınamayacağı, zengin bir kişinin kefilinin yine zengin bir kişi olması gerektiği gibi hükümler bu niteliktedir. Bu kanunla halk, keyfi davranışlara karşı belli bir ölçüde de olsa güvenceye kavuşmuştur. 12 Levha Kanununun birçok hükmü zamanla değiştiği halde kanun hiçbir zaman açıkça yürürlükten kaldırılmamıştır, Roma anlayışına uygun olarak yeni hükümler eski hükümlerin yanında uygulamaya girmişti.[3]
Kaynaklar
[1] www.sonbaski.com/anayasa1.htm
[2] Hayrettin Karaman, "Roma Hukuku", www.hayrettinkaraman.net/kitap/tarih/0030.htm
[3] www.yorumla.net/dunya-tarihi/351199-12-levha-kanunları.html
[4] www.exsohbet.blogcu.com/roma-tarihi_40418581.html
[5] www.sorucevap.com/bilimkultur/sosyalbilimler/hukuk/ders.asp?207747
[6] www.canaktan.org/ekonomi/iktisat-okullari/okullar/klasikler-oncesi.htm
[7] tr.wikipedia.org/wiki/12_Levha_Kanunları
[8] Andreas B. Schwarz, "Roma Hukuku Dersleri", İst. 1945, s. 91.
[9] "İtalya'nın Tarihi", "Patriciler ve Plebler", www.italyaonline.net/Italya/hakkinda/tarih/patrici_&_plebei_s.htm
[10] Bu konuda geniş bilgi için bknz. Andreas B. Schwarz, a.g.e., s. 87-107.




MUSTAFA ŞAHİN  
 


.com


DUYURU PANOMUZ


AĞAÇ DİKME ÇALIŞMALARI ÇOK GÜZEL ŞEKİLDE YAPILDI...


- ARKADAŞLAR SİTEYE RESİM GÖNDEREBİLİRSİNİZ. MSN ÜZERİNDEN muuglaa@hotmail.com ADRESİNDEN GÖNDERİNİZ. AYRICA RESİMLER SAYFASINDAN SİTEYE ÜYE OLARAK DA GÖNDEREBİLİRSİNİZ TEŞEKKÜRLER



İÇERİKLERİMİZ GÜNCELLENMEKTEDİR..



- AĞAÇ DİKME FESTİVALİ BAŞLADI..




ZİYARETÇİ DEFTERİNE NOT BIRAKABİLİRSİNİZ

 
DİİİİKKKKAAAATTTT  
  MÜÜÜÜZZİİİİİİKKKK  
GÜNÜN SÖZÜ VE BİLMECE  
   
HAFTANIN ŞİİRİ  
  Benden selam olsun Bolu Beyi' ne



Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Çıkıp su dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Köroğlu düşer mi yine sanından,
Ayırır çoğunu er meydanından,
Kırat köpüğünden , düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.
.

Köroğlu



 
bugün 3 ziyaretçi (24 klik) KİŞİ burdaydı!
tütüne son Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol